Ama bu durum her vakit bu türlü olmuyor. Bazen ebeveynler, bilhassa de anneler doğum sonrası depresyona girebiliyor ya da farklı duygusal meselelerle karşılaşabiliyor.
Bazıları bebeklerini kucaklarına almak şöyle dursun onu görmek bile istemiyor.Hatta bu durum, yeni annenin eşiyle alakasını bile olumsuz etkileyebiliyor.
DOĞUMDAN SONRA NİŞANLISIYLA ORTASINA ‘BUZDAĞLARI’ GİRDİ
İşte bunun örneklerinden birini de İngiliz yıldız Louise Thompson sergiledi. Oğlunun travmatik doğumundan sonra bebeğinin babası olan nişanlısının yüzüne bile bakamadığını, birbirleriyle konuşamadıklarını söyledi genç yıldız.
Rol aldığı Made In Chelsea isimli üretimle tanınan 33 yaşındaki Louise Thompson, 2021 yılının kasım ayında oğlunu dünyaya getirmesinin akabinde Travma Sonrası Gerilim Bozukluğu yaşadığını açıkladı.
Anlattığına nazaran Thompson’daki bu durum o vakitten bu yana hala büsbütün sona ermiş değil. Hastalığın fizikî ve ruhsal belirtileriyle çabasını sürdürüyor genç yıldız.
Bu yaşadıkları yüzünden oğlu Leo’nun babası Ryan Libbey ile aylarca konuşamadıklarını söyledi. Hatta “Onun yüzüne bile bakamıyorum” dedi.
Sosyal medya sayfasında yaptığı paylaşımda Louise Thompson Libbey ile bir şeyler paylaştıkları ve iki söz konuştukları tek anın karşılıklı tenis oynadıkları anlar olduğunu anlattı.
?
‘AYLARCA BİRBİRİMİZLE KONUŞAMADIK, ONUN YÜZÜNE BİLE BAKAMADIM’
Louise paylaşımında “Merak ediyorum, ortanızdan kaç kişi hisleri hakkında konuşma konusunda âlâ olduğunu düşünüyor diye yazdı.
Aslında her mevzu hakkında, hatta bir eşeğin art ayakları hakkında konuşmayı seven biri olduğunu ekleyen Thompson “Konuşma yeteneğim konusunda şanslı olduğumu var sayıyorum. Bazen büsbütün yabancı biriyle konuşmayı, konutta size daha yakın biriyle konuşmaktan daha kolay buluyorum. Böylelikle inan karşısındakinin kendisini daha az yargıladığını düşünüyor” diye sürdürdü satırlarını.
Louise Thompson “Bir taksi sürücüsü, bir kurye ya da yan kapı komşum. Bunların hepsi bir noktada benim terapistim oluyorlar. Çok paylaşımcıyım ve dayanılmaz halde dürüstüm. Sanırım bu, yaklaşık 15 yıldır içinde bulunduğum mesleğin getirdiği bir özellik. “
Bütün bunları anlattıktan sonra oğlu Leo’nun babasıyla irtibatına değindi genç yıldız. “Ryan ve ben oğlumuzun travmatik doğumundan sonra aylarca uygun halde bir konuşma yapmadık. Tam altı ay boyunca çok kısıtlı konuşmalar geçti aramızda” diyerek sürdürdü takipçileriyle dertleşmesini.
‘ORADA O DENLİ SESSİZCE OTURUYORUZ’
Nişanlısıyla irtibatını daha doğrusu iletişimsizliğini anlatmayı şu sözlerle sürdürdü: ” Her gece mutfak masasının etrafında sessizce oturuyoruz. Onun yüzüne bile bakamıyorum. “
Oğlu Leo dört aylık olana kadar nişanlısına tek bir soru bile sormadığını belirten Thompson ‘Onu konutumda yaşayan biri olarak bile tanımıyordum. ” diye yazdı.
Ama sonra da şunu ekledi. Siz benim tam bir canavar olduğumu düşünmeden ben de şunu söyleyeyim. Ryan da bana nasıl olduğumu bile sormadı.
Thompson’ın anlattığına nazaran bu nişanlısıyla yaşadıkları karşılıklı felç üzere bir durumdu. Olup bitenler öylesine vahimdi ki o sırada bunun ne kadar tuhaf olduğunu bile fark edemediler.
Genç yıldız “Bunun aslında ne kadar tuhaf olduğunu derinlemesine düşününce fark ediyorum” diye sürdürdü satırlarını.
Thompson’ın anlattığına nazaran doğum sırasında yaşanan travmatik olaylar hakkında nişanlısıyla birinci sefer bu yıl konuşabildiler.
HER ŞEY HER ŞEY YOLUNA GİRİYOR
“Ben rastgele bir bahis hakkında konuşamayacak bir insan olduğumu hiç düşünmezdim. Her şey nasıl bu kadar güç olabilir? Sonuçta yalnızca birkaç söz söyleyecektik. “
Thompson bu derin depresyon sürecinden çıkmadan evvel annesiyle konuştuğunu ve ona, ne yapabileceğini, ne yapması gerektiğini sormuş anlattığına nazaran. Onun da takviyesiyle artık aile hayatı daha nizamlı bir hale geldi paylaşımına nazaran.
Her ne kadar hala nişanlısıyla yüz yüze birbirlerinin gözlerinin içine bakarak konuşamasalar da tekrar de konuşabildiklerini belirtti yıldız.
Bunun için de internet üzerinden yazışmanın daha kolay olduğunu fark etmişler. Bazen de mutfak masasında tenis oynayarak ortalarındaki bağlantısı muhafazaya çalışıyorlar.
BEBEĞİNİ DOĞURDU, AĞIR BAKIMA KALDIRILDI
Bu ortada Louise Thompson’ı bu kadar etkileyen olayın ne olduğunu da bir hatırlayalım… Thompson oğlu Leo’yu dünyaya getirirken vefatın kıyısından döndü.
Doğumun akabinde ağır bakıma kaldırılan genç yıldız, beş hafta hastanede tedavi gördü. Bütün bunlar genç yıldızın doğumda yaşadığı komplikasyonlar sonucu meydana geldi.
Bu yaşadıkları da onun doğum sonrası hem yeni dünyaya gelen oğluna alışmasını hem de hayatına kaldığı yerden devam etmesini zorlaştırdı.
KENDİNİ DÖRDÜNCÜ KATTAN ATMAYI BİLE DÜŞÜNMÜŞ
İlk defa anne olduktan sonra Louise Thompson üzere olmasa da farklı bir biçimde depresyona girdiğini söyleyen Brooke Shields’in itirafları da bir periyot çok konuşulmuştu. Bu ortada Shields ile Thompson’ın bu husustaki diğer bir ortak noktası ikisinin de doğum sırasında komplikasyon yaşamış olması.
2005 yılında yayınlanan Down Came the Rain: My Journey Through Postpartum Depression isimli kitapta hayatının bu kısmını detayıyla anlattı.
İlk kızının dünyaya gelmesinden sonra, kendini yaşadıkları dördüncü kattaki apartman dairesinden atmayı düşünmüş Shields. Kızının, yanında kendisi olmadan daha memnun yaşayabileceğine inanıyormuş zira.
O devri kitabında şu satırlarla anlatıyor: “Gerçekten de artık yaşamak istemiyordum. Sonunda hoş bir kız bebeğim olmuştu fakat ben ona bakamıyordum bile. Onu kucağıma alamıyordum, ona müzik söyleyemiyordum, ona gülümseyemiyordum. Bütün istediğim yok olmak ve ölmekti.”
?
O DA DOĞUM SIRASINDA KOMPLİKASYON YAŞAMIŞTI
Brooke Shields, kısa bir mühlet evvel konuk olduğu bir pod cast yayınında kızı Rowan’ın dünyaya gelmesi öncesinde ve sonrasında yaşadığı zorlukları bir defa daha anlattı. Gebe kalmasının sıkıntı olduğunu, doğum sırasında kimi komplikasyonlarla karşılaştığını belirtip “Bütün bunlar beni bitkin düşürdü, tükenmiş hissettirdi” dedi. Bu durumun büyük kızı Rowan’ın dünyaya gelmesinden sonraki birkaç ayda devam ettiğini ekledi.
İlk bebeğini dünyaya getirmeden evvel tam yedi sefer başarısızlıkla sonuçlanan tüp bebek tedavisi gördüğünü belirtti Shields. Doğum yaparken çok fazla kan kaybettiğini bütün bunların da kendisi için bir cins travma tesiri yarattığını gizlemedi: “Çok fazla travma vardı. Bebeğimle birlikte meskene gittiğimde onunla ne yapacağımı bilmiyordum.”
O güç süreci şu sözlerle anlattı Shields “Tükenmiştim ve hormonlarım büsbütün istikrarsız bir hale gelmişti. Bunu kimse bilmiyordu. Kendi niyetlerimi bile anlayamıyordum. En berbatı de buydu.”
‘DAHA EVVEL HİÇ BİR BEBEĞİ KUCAĞINA ALMAMIŞTI’
Shields’ın anlattığına nazaran sonunda kocası Henchy bebeğin bakımı konusunda ona dayanak olmaya başladı. O süreci de şu sözlerle anlattı Shields “Chris çabucak baba pozisyonuna geçti. Daha evvel bir bebeği kucağına bile almamıştı lakin artık kızımıza bakıyordu. “
Anlattığına nazaran Brooke Shields, tabibinin teklifiyle bir müddet evvel bıraktığı antidepresanları tekrar kullanarak yavaş yavaş hayata döndü. Bir mühlet sonra da kızının ve kocasının yanında olmak istediğini hissetti. Bu sıkıntı süreci atlattıktan yalnızca üç yıl sonra bu kere küçük kızı Grier’i dünyaya getirdi.
KIZLARININ EN BÜYÜK DESTEĞİ
Brooke Shields, kendisi küçücük bir bebekken annesi tarafından kameralar önüne sözün tam manasıyla itilmişti. Onun bu çabalarıyla çağdaş çağların en başarılı çocuk yıldızları ortasında yerini aldı. Fakat natürel ki bunun bedeli kolay ödenmedi. Tahminen de bu yüzden iki kızını şov dünyasının çekiciliğinden daima muhafazaya çalıştı.
Zaten sonuç olarak büyük kızı Rowan bu dünyanın uzağında farklı bir yol çizmeye karar verdi kendisi için. 2021 yılında liseden mezun olduktan sonra Kuzey Carolina’da Wake Forest Üniversitesine başladı.
Kardeşi Grier ise görünüşe nazaran şov dünyasında bir meslek yapmakta karar kıldı. Modellik konusunda birinci adımlarını annesinin dayanağıyla çoktan atmaya başladı bile.
Shields, her ne kadar iki yıl evvel büyük kızı üniversiteye gitmek için konuttan ayrıldığında akabinde gözyaşı dökse de iki kızıyla “arkadaş gibi” bir alaka sürdürüyor. Kendi annesi Teri ile yaşadığından çok farklı hem de. Kızlarını rastgele bir bahiste zorlamıyor, kendi yarım kalan hayallerini onların üzerinden gerçekleştirmeye çalışmıyor.