Seçimlerin akabinde yayınladığı son yazısı ile Habertürk’ten ayrıldığını açıklayan gazeteci Fatih Altaylı, şahsî blokunda yazdığı yazısında, “AK parti seçimin sonraki günü ikinci cins için kampanyasını başlatırken, CHP ise Cumhurbaşkanlığı seçiminin iki turlu bir seçim olduğunu güya seçimin sonraki günü öğrenmiş üzere bir tutum ile evvel bir hafta süren bir şaşkınlık yaşadı” dedi.
Altaylı’nın yazısından ilgili kısım şöyle:
Seçim periyodu başladığı vakit CHP içinde de bir tartışma başladı.
Tartışma şuydu, “Nasıl bir kampanya”
Parti içinde bir küme “Bize HDP üzerinden saldıracaklar. Biz de buna nazaran bir sert bir kampanya yapalım.” dediler.
Önerileri şuydu.
“Ak Parti ile terör örgütü ortasındaki bağlantıyı sergileyelim. Habur manzaralarını hafızalarda tazeleyelim. Ekranlarda Diyarbakır’da Ak Parti önderinin Şivan Perver ve Barzani ile elele miting manzaralarını yayınlayalım. Öcalan’la ilgili Ak parti yöneticilerinin övücü kelamlarını ekranlara taşıyalım, bu manzaraların bilbordlarını yapıp asalım. Ak partililerin federatif sistem ile ilgili övücü kelamlarını hatırlatalım. Kimin teröristlerle birlikte iş tuttuğunu gösterelim. Bu iktidar periyodunda PKK’nın birinci kere bir toprak sahibi olduğunu, Suriye’de bir PKK devleti kurulduğunu anlatalım”
Bu “Sert kampanya” önerisi çok kabul görmedi.
CHP’nin daima negatif kampanya yaptığını ve bununla başarılı olamadığını, toplumun esasen ayrışmış olduğunu ve bu karanlık devirde daha umut veren bir kampanya yapmanın, dostluğu, tekrar birlik olmayı, sevgiyi, aileyi, ekonomik eşitsizliğin giderilmesine yönelik projeleri öne çıkaran yapan bir kampanya yapmanın daha gerçek olacağı düşünüldü.
Buna karşın AK parti ise tam aksi istikamete gitti.
Geçmiş devirlerde daima yapan ve olumlu kampanyalar yapan iktidar, bu sefer yıkıcı ve sert bir kampanya yaptı.
Bütün stratejiyi terör örgütü ile CHP’yi el ele gösterecek bir biçimde kurguladılar.
Bu algıyı güçlendirmek için montajlanmış, düzmece görüntüleri bile sirkülasyona sokmaktan, düzmece CHP dokümanları bile hazırlamaktan çekinmediler.
CHP ise gerçek manzaraları bile gösterime sokmadı, iktidarı buradan vurmadı.
Sonuç!
Sonuçta Ak parti 10 puana yakın oy kaybetti ancak milliyetçi ortağı ile açığını kapattı. Üstelik de HÜDA Par üzere PKK ile yakın fikirlere sahip bir partiyi de çatısı altına soktuğu ittifak ile bunu başardı.
Ve AK parti seçimin sonraki günü ikinci cins için kampanyasını başlatırken, CHP ise Cumhurbaşkanlığı seçiminin iki turlu bir seçim olduğunu güya seçimin sonraki günü öğrenmiş üzere bir hal ile evvel bir hafta süren bir şaşkınlık yaşadı.
Sonra da milliyetçilik ipine, en sert tarafından sarıldı.
Bakalım bu ip, Kemal Bey ve arkadaşlarını kurtaracak mı!
Pazar günü göreceğiz.